Stella McCartney

Geç de olsa GAP'e gidip çok merak ettiğim Stella McCartney koleksiyonunu gördüm.
Şahsen hayal kırıklığına uğradım, çok az çeşit vardı, beğendiğim kazağında da 3-6 ayı yoktu.
Sınırlı ürün mü getirdiler, parça sayısı mı o kadar bilmiyorum.
Ege'eye ilk tasarımcı elinden çıkmış bir kazağını almak istemiştim ama olmadı malesef:(

Seyahat

Bu hafta iş için İngiltere'ye gittim ve Ege'den ilk defa 3 gün uzak kaldım. Tam üç ay boyunca 24 saati birlikte geçirdikten sonra üç gün ayrılık korkunç geliyor. Tabii şişen göğüsler de cabası, fırsat bulduğum her an otel odasında süt pompalamak durumunda kaldım. Saklama imklanı olmadığından da tüm sütler çöpe gitti. Ege de evde buzluktaki sütlerle idare etti.
Algıda seçicilik tüm seyahatim boyunca bebeklere, bebekli annelere dikkat kesildim; tüm avrupa'da olduğu gibi İngiltere'de de soğuk hava ya da yağmur anneleri bebekleri ile birlikte dışarı koymaktan alıkoymamış, domuz gibi paniği de kesinlikle yoktu.Tüm alışveriş merkezleri, sokaklar pusetli annelerle doluydu. Sesi Ege'ye benzeyen bebekleri duyunca özlemim daha da arttı.
Bebek olduktan sonra alışveriş de bebeğe yönelik oluyor tabi. Güzel, yaklın tahta oyuncaklar almak istiyordum ama bulamadım malesef. Disney store'dan da çok ümitliydim ama hayal kırıklığına uğradım; daha doğrusu Ege'nin yaşına uygun güzel ürün yok..Üç hatta dört yaş sonrası için güzel ürünler var.
Bebek tekstili konusunda Türkiye de gayet iyi, GAP baby'de çok az fiyat farkı var. Buranın tek eksiği önemli markaların bebek koleksiyonlarının olmaması..Timberland'in çok güzel bebek koleksiyonu var, bence Türkiye'ye de gelmeli..
Ege'ye bu geziden spor ayakkabı çıktı; ilk spor ayakkabımız 11 cm siyah beyaz bir Puma sneaker..Çok da yakıştı:)

GAP kids - Stella Mccartney

Stella Mccartney'in tasarladığı özel GAP kids GAP baby koleksiyonları satışa çıkmış..
Gidilmeli, bakılmalı ve hatta alınmalı:)

Bebek Arabası

Ege doğduktan 20 gün sonra sokağa çıkmaya başladı. İnsanların "aman 40'ından önce dışarı çıkmasın" söylemlerine hiç aldırış etmedik. Ege de sokağı hiç yadırgamadı, o da anne ve babası gibi gezmeyi seven bir çocuk olacak belli ki.

Sokağa çıkmamızla birlikte bebek arabalı yaşamla tanışmış olduk. Parkta ya da evimizin etrafında dolaşırken hiçbir sorun ile karşılaşmıyoruz ancak çok iyi anladık ki bu şehir bebek arabası ya da tekerlekli sandalye kullananlar için tasarlanmamış.

Valesi olan alışveriş merkezleri hayat kurtarıyor; çocuğunu alışveriş merkezlerinde gezdirenleri kınayan ve doğum öncesi Ege'yi kapalı merkezlere götürmeyeceğime yemin etmiş biri olarak iki alışveriş merkezi ile bu yemini bozum. Acil ihtiyaçlar için İstinye Park ve Kanyon'a gitmek zorunda kaldım.Bu noktada açık hava olduğu için Kanyon favori.
Bunun dışında caddede dolaşmak kolay değil; kaldırımlar arabalar için uygun değil, mağaza merdivenleri, İstanbul'un doğal yokuşları, dar asansörler, çıkışı zor otoparklar cabası..En önemlisi de restoranlar. Düz ayak olanlarda sorun yok ama iki katlı olanlar çok büyük problem. Ege ile gittiğimiz Beyoğlu Mid Point'te bu sorunu yaşadık. İki kişi olmamıza rağmen Ege'yi arabasıyla yaklaşık 10 basamak merdivenden zor çıkardık, tek başıma olsaydım o gün orada yemek yiyemeyecektim.
Bu kesinlikle bir lüks değil, şehir planlanırken, kaldırımlar döşenirken, mimari çizimler yapılırken mutlaka dikkat edilmesi gereken bir konu. Milyonlarca lira harcayıp çık bir restoran açıyorsunuz ama bunu düşünmüyorsunuz. Medeniyet seviyemiz de burada kendini gösteriyor zaten..

İşe dönüş

Çok uzun gibi görünen mükemmel 12 hafta hızla geçti ve dün işbaşı yaptım.
Hamileliğim boyunca büyük bir soru işareti olan "doğum sonrası"nın 3 ayı geçti bile..Şimdi bebeğim evde ben işte hayat devam ediyor..Oysa Ege ile evde olmaya çok alışmıştım.
Aslında doğumdan itibaren her günü not etmek istemiştim ama kısmet bugüneymiş..

17 Kasım blogumun başlangıcı oldu..
Macera devam edecek:)