20 Kasım 2009 Cuma

Bebek Arabası

Ege doğduktan 20 gün sonra sokağa çıkmaya başladı. İnsanların "aman 40'ından önce dışarı çıkmasın" söylemlerine hiç aldırış etmedik. Ege de sokağı hiç yadırgamadı, o da anne ve babası gibi gezmeyi seven bir çocuk olacak belli ki.

Sokağa çıkmamızla birlikte bebek arabalı yaşamla tanışmış olduk. Parkta ya da evimizin etrafında dolaşırken hiçbir sorun ile karşılaşmıyoruz ancak çok iyi anladık ki bu şehir bebek arabası ya da tekerlekli sandalye kullananlar için tasarlanmamış.

Valesi olan alışveriş merkezleri hayat kurtarıyor; çocuğunu alışveriş merkezlerinde gezdirenleri kınayan ve doğum öncesi Ege'yi kapalı merkezlere götürmeyeceğime yemin etmiş biri olarak iki alışveriş merkezi ile bu yemini bozum. Acil ihtiyaçlar için İstinye Park ve Kanyon'a gitmek zorunda kaldım.Bu noktada açık hava olduğu için Kanyon favori.
Bunun dışında caddede dolaşmak kolay değil; kaldırımlar arabalar için uygun değil, mağaza merdivenleri, İstanbul'un doğal yokuşları, dar asansörler, çıkışı zor otoparklar cabası..En önemlisi de restoranlar. Düz ayak olanlarda sorun yok ama iki katlı olanlar çok büyük problem. Ege ile gittiğimiz Beyoğlu Mid Point'te bu sorunu yaşadık. İki kişi olmamıza rağmen Ege'yi arabasıyla yaklaşık 10 basamak merdivenden zor çıkardık, tek başıma olsaydım o gün orada yemek yiyemeyecektim.
Bu kesinlikle bir lüks değil, şehir planlanırken, kaldırımlar döşenirken, mimari çizimler yapılırken mutlaka dikkat edilmesi gereken bir konu. Milyonlarca lira harcayıp çık bir restoran açıyorsunuz ama bunu düşünmüyorsunuz. Medeniyet seviyemiz de burada kendini gösteriyor zaten..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder