21 Temmuz 2010 Çarşamba

Tatildeydik





İki hafta önce Ege ile 3.tatilimizi yaptık, 2 ve 8 aylıkken yaşadığımız tatil deneyimlerine 11. ayı da ekledik.

Sanırım alışveriş kısmından başlamak lazım; artık oğlum kocaman olduğu için ona içine oturabileceği bir simit ve sudayken içimizin rahat etmesi için şişen yastıkları olan bir mayo aldım. Elim kova ve küreğe de gitmedi değil ama onları da seneye bıraktım:)Can arkadaşımız Dilek'in Amerika'dan getirdiği güneş kremini de yola çıkmadan bir gün önce alınca kum-güneş-deniz üçgeni için eksik bir şeyimiz kalmadı...
Valize gelince; üşür, terler, kirletir, plaj havlusu, banyo havlusu, yedek bez, simit, mayo vs derken bir valizi kapladı Ege'nin eşyaları..Arabayla gittiğimiz için dert etmedik ama gerçekten tipik tatilci Türk ailesi olarak ağzına kadar dolu bir bagaj ve hatta arabanın içi de çanta vs. dolu olarak yola koyulduk..Hedef: Çeşme.
Otel süper (Deniz ve Cem'in kulakları çınlasın, ellerine sağlık süper bir mekan yaratmışlar..), hava, ortam tatile elverişli ancak gözünü sevdiğim Çeşme arabanın şart olduğu bir mekan..Sabah küçük çaplı bir günlük valiz hazılığından sonra in arabaya bağla Ege'yi koltuğuna, 5 dakika yol git kaldır Ege'yi koltuğundan, gölge bul yerleş, sıra ile sörfe git, sıcakta Ege'yi kuma bastırama, sörf yapanlar arasında suya sokama..Bir gün sakin bir plaj bulup Ege'yi kumla tanıştırabildik. İki günün sonunda pes ettik. Ver elini Bodrum..

Sanırım Ege de biz de tamamen tekne insanı olmuşuz..Ve bir daha anladık ki bebekli tatil için en uygun tatil mekanı tekne. Çanta hazırlamaya gerek yok, herşey elinin altında, bebişin uyuduğunda at kendini suya, dilediğin yemeği - tuzsuz baharatsız köfte, çok iyi pişmiş yumurta, evden getirdiğin tarhana- yaptır aşçıya, bebeğin uyuduktan sonra da güvertede güzel mangal keyfi..
Sibel Arna'nın kulakları çınlasın; dadımız yoktu ama süper rahat ettik, aklımızı tatilde bıraktık döndük İstanbul'a..

İnşallah Ekim'de tekrar gideceğiz tekneye..bu sefer Damla-Emre ve Nil de bizimle olacaklar..İple çekiyorum..